Wednesday, October 24, 2018

Bir Takım Pişmanlıklar

Yıllardır isteyip, bir kıvılcımla başladığım AUZEF Sosyoloji maceram yaşadığım entrikalar, çalkantılar sebebiyle bitmemeliydi tabi ki. Bir süredir harç ücreti yatırmıyordum. Bu sene bir anda yeniden aklıma geldi ve ayırdım paramı kenara, kayıtları kaçırmadım ve esas yapılması gereken çalışma sürecine de başlıyorum. Bir özet çıkarıp kenara attığım blog sayfama geri döndüğüme göre de motive olmuşumdur.

Bu süreçte beni buraya dönmeye en çok motive eden şey iş yerinde yaşadığım huzursuzluklar oldu. Çıkış yolu arayıp bulamadığımda genelde kitabımı alır köşeme çekilirim. Çözümsüzlüğü unutmaya çalışırım. Şimdi de burada unutmayı deneyeceğim. Kısaca özetlemek gerekirse şu an işim sebebiyle kısa süreli olarak yurtdışındayım ve zor koşullarda çalışıyorum. Çalışma grubumdaki tek kadın benim. Bu benim için bir sorun değilken gözümü karartıp buralara gelmişken, koca koca adamların tavırları ağrıma gidiyor. ayrıntıya girmeyeceğim. Ama bana afakanlar geldi burada.  Dönünce de mükemmel bir iş ortamı beni beklemiyor bunun bilincindeyim. :) Buradan büyük bir sosyoloji problemi çıkar da neyse.

Bu arada evlendim ben! 3 ay oldu. Genelde komplike düşünmeyen, minimal çözümlerle olaylara yaklaşan bir insan da olsam, süreç yorucu. Türkiye şartlarında çok yorucu. Evlenip de hayatımı bir şekilde düzene soktuğuma göre yeni evimde çalışma ortamımı hazır edip Sosyoloji'ye yoğunlaşabilirim artık.

Öncelikle bulunduğum bataklıktan 10 gün içinde evime dönmeyi hayal ediyorum.
Sosyoloji diyorduk, 1. sınıf Güz dönemi diyorduk. Evet hala aynı yerdeyim. Sıfırdan başlıyorum. Sormak istediğiniz şeyler olursa bana mail atabilirsiniz. Artık buradayım.


Vira Bismillah!

Sunday, March 19, 2017

Küçük Gruplar Sosyolojisi

Merhabalar,
Ben özetlerde bayağı ilerledim ancak bilgisayar geçirmek, paylaşmak vaktimi alıyor. Bir yandan iş güç. Bir yandan okumak istediği kitaplar, haftasonları gezme tozma telaşı, vakit yetmiyor bana. Sosyoloji çalışmaya başladıkça işten çıkmak sadece bununla uğraşmak istiyorum.  ah ah para derdi olmasa :)
Şimdilik Küçük Gruplar Sosyolojisi dersi ilk hafta konusunu ekledim. Diğer haftaları ekledikçe buradan editlemeye devam edeceğim. Umarım birilerinin işine yarar, umarım yazarken beynime iyice kazınmıştır. 
Sevgiler.


1.Hafta - Toplumun Tanımlanması


Endüstri devriminin ardından 19.yy’dan itibaren kuramlarını oluşturmuş olan sosyolojinin kurucuları, August Comte, Herbert Spencer, Karl Marx, Emile Durkheim, Max Weber, George Simmel toplumu ve toplumsalı çeşitli ve farklı yönlerden bakarak açıklamaya çalışmışlardır. 

Comte, insan türünü sınırsız ve sonsuz toplumsal birlik olarak düşünmüştür. Toplumu da canlı bir organizmaya benzetmiştir. 
Spencer, toplumu geniş bir biyolojik organizma gibi düşünmüştür. Bu çerçevede de toplumun üyeleri bir çeşit amaç için birbirlerine bağlı olan organlara benzetilir. 

Durkheim, toplumun bireyden değil, bireyin toplumdan doğduğunu vurgular. Bu amaçla toplumsal bilinç kavramından yararlanır. Toplumsal bilinç, bireylerdeki ortak inanç ve duyguların bir bütünüdür. 

Weber, toplumu bireyleri arası ilişkilerin bütünü olarak tanımlar. Weber için toplumsal gerçek, toplumsal olgular bireysel davranışlar ve onların anlamlarından ibarettir.

Raymond Williams, toplumun teriminin iki anlamına vurgu yapmıştır. 1. Görece büyük bir insan topluluğunun içinde yaşadığı kurumlar ile 2. bu tür kurumlar ve ilişkilerin içinde oluşturulduğu koşulları anlatan en soyut terimdir. 

Gordon Marshall, ortak kültürü paylaşan, belli bir toprak parçasında yerleşik ve kendilerini birleşik ve özgün bir varlık olarak gören insanlardan oluşan bir birim olarak tanımlar. 

Anthony Giddens, bir toplum, belirli bir toprak parçasında yaşayan, ortak bir politik otorite sistemine tabi olan ve çevrelerindeki öteki gruplardan ayrı bir kimlikleri olduğunun farkında olan insan grubudur der. 

Fichter, toplum sosyal gereksinimleri karşılamak için etkileşen ve ortak bir kültürü paylaşan çok sayıdaki insanın oluşturduğu bir birlikteliktir demiştir. Ayrıca yazar şu açıklamaları ekler,
  1. Toplumdaki kişiler demografik bir birim oluşturur.
  2. Toplum ortak bir coğrafik mekanda var olur.
  3. Toplum işlevsel olarak farklılaşmış temel gruplardan oluşur. 
  4. Toplum kültürel olarak benzer grupların toplamıdır.
  5. Ortak dil, değerler, davranış örüntüleri söz konusudur. 
  6. Toplum baştan aşağı işlevsel bir birimdir.
Amir Kurtkan’a göre,
  1. Cemiyet sosyal münasebetler ağıdır.
  2. Cemiyet sosyal teşkilat ağıdır
  3. Cemiyet hem yardımlaşmalara hem de bölünmelere imkan vererek gruplaşmalara yol açar.
  4. Cemiyet insan davranışını bir bakımdan tahdit ederken, diğer bir bakımdan hürriyete kavuşturma fonksiyonunu ifa eder.
  5. Cemiyet devamlı değişme halindedir ve dinamiktir.
Marxist Düşünce Sözlüğüne bakacak olursak toplum terimi ayrı bağlamlarda üç anlamda, ayrışık fakat ilişkili fenomenler olarak kullanılmıştır. 
  1. İnsan toplumu veya toplumsallaşmış insanlık
  2. Toplumun tarihsel tipleri
  3. Herhangi bir belirli toplum
Gordon Childe, Kendini Yaratan İnsan kitabında toplumun tarihsel tipleri üzerine vurgu yapmıştır. Kısaca özetlersek,
  1. Avcı ve toplayıcı toplumlarının daha çok akrabalık bağları üzerinde kurulduğunu, çevrelerinde tüketebilecekleri bezin maddelerini toplayıp hayvanları avlayarak yaşamlarını sürdüklerini ve bu nedenle yerleşik hayata geçemediklerini biliyoruz.
  2. Göçebe ve çoban toplumlarda tarım ve özellikle hayvanların evcilleştirilmesi konusunda kimi gelişmeler olsa da yine de henüz yerleşik hayat daha kurulmamıştır.
  3. Hayvan gücünün tarımda kullanılmasıyla yeni bir toplumsal oluşum aşamasına geçilmiştir. 
  4. Endüstri toplumu aşamasına gelmek için ise 19. yüzyılı beklemek gerekmiştir. Bu dönemden sonra artan iş bölümü ile, üretim biçimi ve buna bağlı ortaya çıkan sermaye-zenginlik ve yoksulluk ile zaten sosyolojinin inşa edildiği dönem başlamıştır.
Doğan Ergun’un Sosyoloji kitabında anlattıkları çerçevesinde ise toplum, karşılaştıkları sorunlarını çözebilmek amacıyla tarihsel süreç içinde örgütlenerek bir araya gelmiş insanların oluşturduğu bir birimdir şeklinde tanımlayabiliriz.

Daha detaylı bir tanıma geçecek olursak, Toplum, belirli bir dönemde ortak ve karşılıklı bağımlılık içinde yaşayan, en geniş anlamda doğaya karşı mücadele etmek amacıyla birleşmiş insanlardan oluşan ve birbirini izleyen kuşaklar yoluyla kültürel süreklilik kazanan, bir ölçüde kendi kendine yeterli bir birimdir.

Toplumun tarihsellik, örgütlük ve süreklilik şeklinde karşımıza çıkan temel unsurlarının altını çizdikten sonra diğer özelliklerini aşağıdaki gibi özetleyelim.


  1. Toplum, bireyleri birbirine bağlayan, karşılıklı etkileşim halinde olan insanların oluşturduğu bir sistemdir. 
  2. Toplum insan davranışlarının gerçekleştiği, insanlar arasında etkileşimin olduğu bir organizasyondur.
  3. Toplum, insan davranışlarını sınırlar özgürleştirir, davranışlar için kurallar koyar. 
  4. Toplum, birçok eylem ve usuller sistemidir.
  5. Toplumda otorite, yardımlaşmalar ve dayanışmalar ile gruplaşmalar ve bölünmeler de olur.
  6. Toplum sürekli değişim içinde olan sosyal ilişkiler ağıdır ve etkileşim içinde olan ve kültürü paylaşan insanlara denir.
  7. Toplum aynı zamanda bir sosyal ilişkiler ağıdır. İnsanlar birbirine karı-koca, evlat- ebeveyn, işçi-işveren gibi statülerle bağlıdır.

Monday, March 13, 2017

1. sınıf Bahar Dönemi Vize Haftası 8-9 Nisan

Herkese Merhaba,

Vize döneminin yaklaştığını hissettikçe gün içinde aklıma gelip sürekli akademik takvimi açıyorum.  Sonra doğru mu baktım diye tekrar açıyorum ve tekrar açıyordum ki en sonunda kendime sınav tarihleriyle ilgili tablo yapıp iş yerimde masama yapıştırdım.
1. sınıf bahar dönemi öğrencilerinin vize haftası akademik takvime göre 8-9 Nisan olarak gözükmekte. Şunun şurasında 1 aydan az bir zaman kaldı. bu süre içinde ilk 7 haftanın konularını özet çıkarıp sizlerle paylaşmayı planlıyorum. Bu arada bölüm sonu sorular artık kalktı mı? Geçen dönem onlara çalışmak bayağı iyi oluyordu. Bilen varsa aydınlatsın beni de 😟
Aşağıdaki gibi sorumlu olduğumuz konuların bir tablosunu yaptım. bunun da çıktısını bitirdiğim konuların üstünü çiziyorum.

Hepimize kolay gelsin!


 




Sunday, March 12, 2017

Auzef Sosyoloji Günlüğüm

Merhabalar,

Öncelikle bu blogu açma amacım tamamen kendimi ders çalışmaya motive etme amaçlı olup bir yandan sizlerle paylaşımda bulunarak benzer sıkıntıları yaşayan bizlerin dertlerine derman olmak, belli bir süreç içinde kendi gelişimimi gözlemlemek istiyorum. 

Ben 30'larına dayanmış İstanbul'un keşmekeşinden bunalmış kitap okumayı, seyahat etmeyi, sessizliği, çiçekleri böcekleri seven kendi halinde bir mühendisim. Daha öğrencilik yıllarımda İstanbul Üniversitesinin İkinci Üniversite Sosyoloji Bölümü'nü görmüş lakin harç parasını ödeyemeyeceğim için hep ertelemiştim bu işi. Sonrasında yüksek lisans ve iş koşuşturması derken, bugünlere geldim. Hayatta ertelediğim daha çok şey var onlara da bu süreçte ulaşabilirsem elbet paylaşırım. 

Bölümden biran önce mezun olmak ve bu alanda bir iş sahibi olmak gibi bir derdim yok. Okuduğum süreyi en verimli şekilde geçirmeyi ve bol bol kitap okumayı planlıyorum. Bu nedenle de şimdilik ders çalışma serüvenimi ve okuduğum kitap incelemelerini sizlerle paylaşacağım. 

Umarım keyif alırım. 

Sevgiler..